Dil Öğrenme Kılavuzu
Yeni Başlayanlar için Yol Haritası
Yabancı dil öğrenmeye yeni başladıysan ya da hali hazırda belli bir yol katetmiş ama istediğin seviyeye ulaşamadığını düşünüyorsan, bu makalemizde sana yabancı dil öğrenmenin temel mantığını anlatmak ve izleyebileceğin bir yol haritası sunmak istiyoruz.
''Yabancı Dil'' bir ders mi?
Yoksa beceri mi?
Çoğumuz yabancı dil öğrenme serüvenimize ilkokul sıralarında başladık ve İngilizce derslerimiz genellikle bir öğretmen tarafından belirli dil bilgisi kurallarının anlatılması ve bu dil bilgisi kurallarına ait etkinlikler yapmamızla geçiriyordu. Bu yüzden de İngilizce ve diğer dilleri hep Matematik, Fizik veya Tarih gibi bir ders olarak değerlendirdik.
Fakat yabancı dil öğrenme sürecini bu branşlar ile aynı kefede değerlendirmek yanlış olacaktır. Çünkü yabancı dil öğrenmek futbol oynayabilmek, gitar çalabilmek ya da yüzebilmek gibi belirli kasların uyum içinde çalışması gereken ve sadece pratik ile gelişen bir beceridir. Bu yüzden de yabancı dil öğrenmeye ait algımızı değiştirip bunu bir ders ya da teorik bilgiden ziyade bir beceri olarak görmemiz gerekiyor.
Hangi becerileri geliştirmemiz lazım?
Bir futbolcu oyun becerilerini geliştirmek istediği zaman uzmanlaşması gereken birçok alan karşısına çıkıyor. Kondisyonunu, paslarını veya şutlarını derken farklı birçok beceriye odaklanmak zorunda. Şanslıyız ki yabancı dil öğrenirken bir futbolcu kadar beceri geliştirmemize gerek yok. Yapmamız gereken sadece 4 temel alanda uzmanlaşmak. Dinleme, okuma, yazma ve konuşma.
Fakat bu becerileri kendi aralarında girdi ve çıktı olmak üzere ikiye ayırmamız gerekiyor. Girdi becerileri olarak adlandırılan dinleme ve okuma, bilinenin aksine konuşma ve yazma becerilenden çok daha büyük bir öneme sahipler. Çünkü çıktı becerileri, zaten isminden de anlaşılacağı üzere bir sürecin sonucu, üretimin son noktası, ortaya çıkan bir ürün olarak değerlendirilmektedirler. Bunu ise sizlere somut bir örnekle açıklayayım;
Bir fabrika düşünelim! Bu fabrika kendi bünyesinde araba üretiyor ve bu üretimin gerçekleşmesi için birçok hammaddeye ihtiyaç duyuyor. Demiri, elektrik tesisatı, camı, boyası derken birçok malzemeye ihtiyacı var ve eğer bu malzemeler elinde yoksa herhangi bir şekilde üretim gerçekleştiremezler.
İşte yabancı dil öğrenme sürecinde de girdi becerilerinin, çıktı becerilerinden daha önemli olmasının sebebi bu. Eğer bizler yeteri kadar dinleme ve okuma becerilerimizi geliştirememişsek, öğrendiğimiz dilde herhangi bir metni okuyamıyor veya bir sohbeti anlayamıyorsak, doğru ve akıcı bir şekilde de o dili konuşmayız ya da düzgün bir metin yazamayız. Bu yüzden ilk önce girdiye önem göstermeliyiz.
Immersion (Maruz Kalma) nedir? Ne faydası var?
Girdi becerilerine önem göstermemiz gerektiğini somut bir örnekle açıkladık ama bu anlayışın temelinde daha farklı bir kavram yatmaktadır. Immersion, Türkçe adıyla maruz kalma olarak bilinen bu kavram, herhangi bir yabancı dili öğrenirken etrafımızı olabildiğince o dil ile çevrelememiz gerektiğini ve yeteri kadar öğrenilen dile maruz kalınmazsa istenilen seviyeye gelinemeyeceğini anlatmaktadır. Fakat bahsedilen bu maruz kalma eylemini sürekli ders çalışmak gibi algılamayalım. Burada kastedilen bir hayat tarzı benimsemek, hayatımızın neredeyse her noktasında öğrendiğimiz dili kullanmaya çalışmak.
Bu yüzden de bizler hangi dili öğreniyorsak öğrenelim ilk önce alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Okula veya işe giderken sürekli müzik mi dinliyorsun? Bunun yerine yabancı dilde podcastler dinle. Yemek yerken Netflix’de ya da Youtube’da Türkçe bir şeyler mi izliyorsun? Bunun yerine yabancı dilde izle. İşin gereği makale mi okuyorsun ya da kişisel gelişim kitaplarıyla mı ilgileniyorsun? Bunun yerine yabancı dilde okumalar yap. Ama ne yapıyorsan yap bunu öğrendiğin dilde yap!
Yabancı dil becerilerimi nasıl geliştirebilirim?
Yabancı dil öğrenirken her bir beceriye ayrı bir efor ve zaman harcamak gerekiyor. Fakat bunu yaparken motivasyonumuzu düşürmeden ve sürekli bir şekilde yola devam etmemiz lazım. Bunun için ise en faydalı yöntemlerden birisi çalışmalarımızı aktif ve pasif olarak ikiyi ayırmak olacaktır.
Aktif Çalışmalar: Herhangi bir beceriyi aktif olarak çalışmak, ona belirli bir zaman aralığında tam konsantrasyon ile emek harcamak anlamına gelir. Bu tarzda çalışmalar yaparken kendinize bir pomodoro sekansı ayarlayıp belirli aralıklarla çalışmalar yapabilirsiniz.
Pasif Çalışmalar: Aktif çalışmalardan farklı olarak pasif çalışmalarda, herhangi bir şekilde konsantre olmadan kendimizi tamamen etkinliğin doğal akışına bırakıp özellikle maruz kalma yoluyla öğrenme sürecimizi zenginleştirebiliriz.
1. Girdi Becerileri
Hepimizin amacı öğrendiğimiz dili akıcı bir şekilde konuşmak. Bu hedefe ulaşabilmek için ise ilk önce girdi becerilerimizi geliştirmek ve belirli bir hammaddeye sahip olmamız gerekiyor. Bu yüzden de en başta odaklanmamız gereken beceriler Dinleme ve Okuma!
1.1. Dinleme becerimi nasıl geliştirebilirim?
Dinleme becerisi, geliştirmesi zor ama akıcı konuşmaya giden yolda en keyifli vakit geçirebileceğimiz becerilerden birisidir. Bu becerimizi geliştirirken de pasif ve aktif olarak neler yapabiliriz bir göz atalım;
Pasif Dinleme; Pasif dinlemeler yapmak aslında bizlerin öğrendiğimiz dile maruz kalmamızı artıracak etkinlik türlerinden birisidir. Bu çalışmaları öncesinde bahsettiğimiz gibi fazla konsantre olmadan boş vakitlerimizi değerlendirmek ve dil öğrenme sürecini hızlandırmak için uygulayacağız. Bunun için de;
- Okula veya işe giderken eğer metro, otobüs kullanıyorsanız yolda sürekli Podcastlar dinleyin.
- Günlük ev işlerinizde; yemek yaparken veya çamaşırları toplarken arkada her zaman bir Podcast veya video açık olsun.
- Yemek yerken video izleme gibi alışkanlıklarınız varsa ya da Netflix’de uzunca vakitler geçiriyorsanız izlediğiniz bütün içerikleri öğrendiğiniz dilde izlemeye çalışın. Bu noktada içeriklerinizde hedef dil altyazısı kullanmanızı tavsiye ederim. İngilizce öğreniyorsanız İngilizce altyazı, Almanca öğreniyorsanız Almanca altyazı gibi.
Aktif Dinleme; Aktif dinlemeler de ise bizler kulak doygunluğu elde etmekten ziyade anlama becerimizi geliştirmeye çalışacağız ve bunu yaparken kendimize 40-50 dakikalık pomodoro sekansları belirlemekte fayda var. Bu çalışma sekanslarında ise seviyenize ve ilgi alanlarınıza göre özellikle Youtube içerisindeki içerikleri kullanabilirsiniz. Fakat içeriklerin 10-15 dakikayı geçmemesine özen gösterin çünkü bu içerikleri detaylı bir şekilde analiz edip bilmediğimiz her bir noktaya göz atacağız. Bunu ise sırasıyla şu şekilde yapabilirsiniz;
- İlginizi çeken seviyenize uygun 10-15 dakikalık bir video bulun.
- Bu videoyu ilk önce hiç durdurmadan başta sona izleyin. Bu noktada isteğinize göre altyazıları açabilirsiniz. Bu esnada video akışını bozmadan defterinize notlar alabilirsiniz.
- Videoyu bir kez izledikten sonra aynı videoyu tekrardan izleyeceğiz. Fakat bu sefer anlamakta zorlandığımız her bir cümleyi analiz edeceğiz. Hangi kelimeler kullanılmış, nasıl bir dil bilgisi kuralı var bunları araştıracağız. Bu esnada önemli gördüğünüz, bu kelimeyi öğrensem benim için faydalı olur dediğiniz kelimeleri de defterinize örnek cümleleri ile birlikte not alın.
- Son olarak videoyu tekrardan baştan sona izleyip analizlerimiz üstüne bir cila çekmiş olacağız.
- Unutmayın bu tarzda bir çalışma ortalama 1-2 saatinizi alabilir!
Video: Yabancı Dil Öğrenirken Dinleme Nasıl Yapılır?
1.2. Okuma becerimi nasıl geliştirebilirim?
Okuma becerisi özellikle kelime ve dilbilgisi kurallarını öğrenmemize doğrudan etkisi olan bir beceridir. Peki bu beceri de neler yapabiliriz bir göz atalım;
Pasif Okuma: Eğer günlük yaşantınız içerisinde okuma alışkanlığınız yok ise bu alışkanlığı bir an önce kazanmanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Özellikle kelime öğrenme sürecimizi hızlandıracak olan pasif okumalarda ise şu şekilde bir yol izleyebilirsiniz;
- Seviyenize uygun ilginizi çeken bir kitap bulun. Eğer başlangıç seviyelerinde iseniz çocuk kitapları, biraz daha ileri seviyelerde iseniz hikaye kitapları kullanabilirsiniz. Bu kitaplar daha öncesinde türkçesini okuduğunuz kitaplar olursa çok daha iyi olur.
- Seçtiğiniz kitabı herhangi bir şekilde kelime bakmadan ve duraksamadan baştan sona bir kez bitirmeye çalışın. Eğer illa kelime bakmak istiyorsanız bir sayfada en fazla 3-4 kelimeye bakın. Bunlar da sadece anahtar kelimeler olsun.
- Okumalarınızı yaparken eğer ortam müsait ise yüksek sesli bir şekilde okumanızı tavsiye ediyorum. Bu telaffuzunuzun gelişimine de fayda sağlayacaktır.
- Eğer belirli konularda okumalar yapmak istiyorsanız blog sayfalarında ilginizi çeken 5-10 sayfalık metinleri deneyebilirisiz.
Dipnot: Bu noktada akıllara şu soru gelecektir; ‘’Anlamını bilmeden, kelimeleri doğru telaffuz edemeden nasıl okuma yapacağım?’’
Bu soruya ise Comprehensible Input (Anlaşılır Girdi) kavramı ile cevap vermek istiyorum. Bizler bir metin içerisinde anlamını bilmediğimiz birçok kelimeyi aslında bağlamdan yani olayın geçtiği zamandan, mekandan ve kişilerden anlayabilir, o kelimelerin anlamlarını tahmin edebiliriz. Bu da bizlere kelime bakmadan birçok kelimeyi öğrenmemize fayda sağlayacaktır.
Aktif Okuma: Aktif okumalarda ise tıpkı aktif dinlemelerde olduğu gibi kendimize 40-50 dakikalık pomodoro sekansları belirlememiz gerekiyor. Bu sekanslar içerisinde ise özellikle mesleğinize ya da ilgi alanınıza ait okumalar yapmanızı tavsiye ediyorum. Peki nasıl çalışacağız?
- Mesleğiniz veya ilgi alanınıza göre bir metin bulun. Bu metinlerin 3-4 sayfayı geçmemesine özen gösterin.
- Seçtiğiniz metni ilk önce başta sonra bir kez okuyun. Bu esnada yüksek sesli okumalar yaparak telaffuzunuzu da geliştirebilirsiniz.
- Ayrıca okuma sırasında anlamını bilmediğiniz kelime ve yapıları işaretlerin.
- Daha sonrasında bu metin içerisinde geçen her bir cümleyi analiz ederek Türkçeye çevirin. Çeviri yapmak sizlerin öğrendiğiniz dil ile anadiliniz arasındaki yapı farklılıklarını görmenizi sağlayacaktır.
- Unutmayın bu tarzda bir çalışma 1-2 saati alabilir!
2. Çıktı Becerileri
Öğrendiğimiz dilde yeterli hammaddeyi elde ettik. Kelimeler öğrendik hatta telaffuzumuzu da geliştirdik. Şimdi ise üretime geçip yazma ve konuşma becerilerimizi geliştirme vakti.
2.1. Yazma becerimi nasıl geliştirebilirim?
Yazma becerisi özellikle öğrendiğimiz dilin dil bilgisi kurallarını öğrenmemize ve bu kuralları doğru bir şekilde uygulamamıza fayda sağlayan bir beceridir. Bu becerimizi geliştirirken yapabileceklerimiz ise temel olarak şöyle;
Aktif Yazma (Özet Çıkartma): Öncelerinde okuduğumuz metinlerin ya da dinlediğimiz, izlediğimiz içeriklerin özetlerini çıkartmak yazma becerimizin gelişimine doğrudan etki edecektir. Bunu ise şu şekilde yapabiliriz;
- Okuma ve dinleme yoluyla tükettiğimiz bir içeriği seçiyoruz.
- Bu içeriği tüketirken kenarıya aldığımız notlardan faydalanarak özet bir metin hazırlıyoruz. Bu metinler en fazla 100-150 kelime uzunluğunda olabilir.
- Özet metni hazırlarken ise özellikle daha öncesinde anlamını bilmediğimiz kelimeleri kullanmaya özen göstermemiz gerekiyor. Bu sayede anlamını bilmediğimiz bu kelimeleri yavaş yavaş kelime hazinemize eklemiş olacağız.
- Yazdığınız metinlerin doğruluğunu ise Quillbot, ChatGPT veya DeepL uygulamalarında kontrol edebilirsiniz.
Pasif Yazma (Günlük Tutma): Pasif yazma egzersizlerin de ise öncesinde tükettiğimiz içeriklerden ziyade doğrudan kendi hayatınızdan kesitleri anlattığınız kısa metinler yazmanızı tavsiye edeceğim. Örneğin başınızdan önemli bir olay geçti, önceden gittiğiniz güzel bir tatil yeri vardı ya da sevgilinizden ayrıldınız hepsini yazıya dökün.
2.2. Konuşma becerimi nasıl geliştirebilirim?
Gelelim işin en can alıcı noktasına, konuşma becerisine. Aslında bu noktaya kadar yaptığımız bütün çalışmaların tek bir amacı vardı. O da öğrendiğimiz dili akıcı bir şekilde konuşmak. Peki bunun için neler yapabiliriz?
Gölgeleme: Gölgeleme çalışmaları konuşma becerimizin gelişimine ve özellikle telaffuzumuza doğrudan fayda sağlayan bir çalışma metodudur. Bu metodu ise iki şekilde uygulayabilirsiniz.
- Pasif Gölgeleme: Herhangi bir video veya film izlerken yada bir podcast dinlerken duyduğunuz tüm cümleleri hemen ardından siz de taklit edin. Bu taklitleri yaparken ise videoyu durmanıza gerek yok. Kaçırdığınız yerler olsa da taklite devam edin. Çünkü buradaki amacımız izlediğimiz içerikten bir yandan keyif alıp bir yandan da öğrendiğimiz dilde kendimizi geliştirmek.
- Aktif Gölgeleme: Aktif gölgelemede, pasif gölgelemede olduğu gibi duyduklarımızı hemen ardından taklit etmeye çalışacağız fakat bu sefer cümle sonlarında durup her bir cümleyi tekrar ve tekrar taklit ederek ağzımızın etrafında bulunan kaslara duyduğumuz kelimelerin telaffuzlarını öğreteceğiz.
Aktif Konuşma (Video Kaydı): Hatırlarsanız ki aktif yazma çalışmaları yaparken öncesinde tükettiğimiz içeriklerin özetlerini çıkartıyorduk. Aslında aktif konuşma çalışmalarında da benzer bir süreç izleyeceğiz. Peki nasıl?
- Öncesinde tükettiğimiz içeriklerden birisini seçiyoruz.
- Bu içeriğin daha öncesinde özetini çıkarttıysak konuşma pratiği yapmamız çok daha kolay olacaktır. En azından neler hakkında konuşacağımızı biliyor olacağız.
- Bilgisayardan yada telefondan video kaydını başlatıyor ve öncesinde aldığımız notlardan da yardım olarak konunun özetini anlatıyoruz.
- Anlatımımız bittikten sonra videoyu açıp takıldığımız noktaları ve telaffuzunu yanlış yaptığımız yerleri analiz ediyoruz.
- Daha sonrasında video kaydını tekrar başlatıp aynı konuyu bir kez daha anlatmaya çalışıyoruz.
- Kayıtlarınızda anlamını yeni öğrendiğiniz kelime ve dilbilgisi kurallarını kullanmaya özen gösterin.
- Bu şekilde kendinizi rahat hissettiğiniz noktaya kadar tekrarlar yapabilirsiniz.
- Unutmayın bu tarzda bir çalışma 1-2 saatinizi alabilir!
Bahsettiğimiz tüm bu çalışma yöntem ve teknikleri bir araya getirdiğimizde istediğimiz dili akıcı konuşabilecek seviyeye gelmek bizler için artık hiçte zor olmayacak. Fakat aklımızdan çıkartmamız lazım;
“İstikrarlı bir şekilde yola devam edilmediği sürece, en iyi yöntemin bile faydası olmaz.”
— Havalı bir yazar sözü değil, sadece benim söylediğim sıradan bir söz. Çokta şey yapmayın yani.